Son günlerde bazı nadanlar meş’um darbe teşebbüsünün melun fail ve müsebibleri ile dinin dünya metaına satmak manasına gelen her türlü kusurdan münezzeh ve müberra olan Bediüzzaman, Risale-i Nur ve Mesleğini takip eden hakiki nur talebelerini bilerek yada bilmeyerek müfsid Fetö ve yandaşları ile iltibas ederek efkar-ı ammeyi aldatıcı neşriyatlarda bulunmaktadır. Bu gibi nadanlara değil, belki bu meselede safdil ehl-i iman ve safi efkar-ı ammeye, hakikatı beyan etmek lüzumunu ifade ve talep eden kardeşlerimizin ısrarı ile kaleme aldığımız bir yazıdır.

                                                 Dikkat!!! Bu da Başka bir Provokasyon…

-Allah müstehakınızı versin…

-Birkaç arkadaş mesaj göndermiş;

-“Bu adama cevap verin” diyorlar. Birde link atmışlar.

-Açtım linki baktım Yeni Şafak gazetesi; gazete tamam da yazıyı yazan “nâ tamam”

-Şimdi işin yok –bana göre ‘değil’ ama- soyadı lekesiz olan(!) ne olduğu bilinmeyen(!) hangi güçlerin yada hangi kurumun projesi olduğu anlaşılmayan edeb ve haya fukarası provokatör adamın ‘yazı’sını oku…

-Diger yazılarında olduğu gibi, bu yazının da boş iftira, hezeyan ve provokasyonla yüklü olduğunu gördüm. Zaten böyle provokatör, proje kişilerin mana içeren yazıları olmaz, olamaz.

-Türkiye’de, bunlar birkaç kişi…

-Biri sözde profesör, diğeri hoca lakaplı televizyon maymunu, bir de bu ağzı kirli kişi var.

-Bunlar mutat olarak 2-3 ayda bir, Bediüzzaman’a yada Risale-i Nur’a bir iftira ile saldırır kendilerini bu vesile ile gündem yaparlar.

-Önceleri biz bunları “adam” sanarak birkaç kere cevap verdik. Amma, baktık ve gördük ki, bunların cevap falan dinledikleri bile yok. Zaten dertleri Bediüzzaman yada Risaleler değil.

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

-Kendileri kof ve boş oldukları için, söyledikleri para etmeyince, tasmalarını elinde tutan sahiplerini memnun etmek ve “bakın biz gündem olduk” diyebilmek için, zamanın ve ülkenin en önemli cereyanını dillerine doluyorlar. (tıpkı meşhur olmayı kafaya koyan kadının, cami önünde, cemaat çıkınca entarisini başının üstüne çevirip cami kapısının önünde ‘şey’ etmesi gibi)

-Dediğim gibi ilk zamanlar biz onlara cevap verdik, ama kabil-i hitap olmadıklarını anlayınca sustuk. O zamanda bunların ikisi televizyonda salyalarını akıta akıta “bu nurcular neden cevap vermiyorlar” diye dövünmeye başladıklarına ben şahit oldum.

-Gelelim bu lekeli şahsa; bu şahıs Bediüzzaman hazretleri için direk bir şey söyleyemiyor yani doğrudan bir ithamda bulunamıyor, bulunamaz. Risale-i Nurları kötüleyemiyor, kötüleyemez. Sebebini hepiniz biliyorsunuz. Zira Bediüzzaman 19. ve 20. asrın en şeffaf insanlarının başında gelir. Risale-i Nurlar hakkında menfi yada müsbet bir şey yazması için ise o eserleri okumuş olması lazım. Eee zaten okusa adam olacak, ama o da nasip meselesi.

-Bana gelen notlardan birinde bu ahlaksız ‘adam’ın attığı bir twitte Bediüzzaman, Risale-i Nur ve Nurculara “ana avrat dalacağım” ifadesini kullanabilecek kadar edep ve hayadan nasipsiz olduğunu da gördüm.

-Yani bu vatandaş okumadığından ve tanımadığından, yani cehaletinden dolayı, direk bir şey yazamayınca, iftiradan meded umar olmuş. Bu provokasyonu neden ve kim adına yaptığını bilemem tabi…

-Yazısında atıfta bulunduğu 2000 yılında yazılmış makaleyi de okudum orada zaten bir şey yok. Ama bu “kirli” –mecburen söylüyorum- adam, zorlama iftiralarla nur talebelerini fetö ile ilişkilendirmeye çalışıyor. İftirayı bile zorlanarak atıyor çünkü onu kullananlar ona öyle emretmişler.

-Her neyse ben onu muhatab alıp adamdan saymayacağım.

-Ama YENİ ŞAFAK gazete sahib ve yöneticilerine söyleyecek iki sözüm var.

-Sayın Ahmet Albayrak, Sayın Mustafa Albayrak, Sayın İbrahim Karagül beyefendiler…

 -Biz Yeni Şafak gazetesini, hak ve hakikattan yana yayın yapan, sansasyonel yayınlarla değil de, doğru gerçek ve muhafazakar yayın politikası yoluyla büyümeyi hedefleyen, bir gazete olarak biliyor ve bu bilgimizi muhafaza etmek istiyoruz. Hiçbir nur talebesi başka Müslüman bir kardeşine bilerek ve taammüden iftira etmez ve zararını istemez. Eğer bu şahsın elinde Bediüzzaman’ın aleyhinde bir bilgi ve belge varsa gazetenizde çarşaf çarşaf yayınlayınız. Ve eğer bu şahıs yada siz muhterem eşhas, Risale-i Nur’un herhangi bir yerinde Kur’an ve sünnet-i seniyeye muhalif bir kelime, satır, cümle görürseniz lütfen bunu yine gazetenizin bütün sayfalarında neşrediniz. Fakat hiçbir bilgi ve belgeyi göstermeksizin sadece provoke etmek ve itibar zedelemek gayretine müsaade etmek, iftiraya sessiz kalmak, inanın  gayretullaha dokunur.

-Elbette siz daha iyi bilirsiniz ki iftira ve yalan fikir, fikir hürriyeti yada basın özgürlüğü manasında istimal edilemez.

Böyle müfteri ahlaksızlar ne sizin gazetenize yakışıyor, ne de bu gazeteyi okuyan nezih insanlara…

Saadet ve Muhabbetle kalınız.