Nurdanhaber- Mahir DUMAN
“Yedi kat gökleri seyran eyleyen
Kürsî’nin üstünde cevlan eyleyen
Mirac’ında ümmetini dileyen
Adı güzel kendi güzel Muhammed”
Yunus Emre
ONA (A.S.M) MEKTUP
Çöl alev alevdi. Kum, kızıl koru andırıyordu. Toprak çatlamıştı. Yeryüzü rahmete hasretti. Tam umutların tükendiği günlerde bulutlar, çöle gülümseyiverdi.
Dağda ceylan, çölde kaktüs gözünü onun geleceği yollara dikmişti.
Güller, nergisler, menekşeler onun gelişini özlemişti. Yıldızlar, tatlı tatlı göz kırpıyordu. Yetimler, kadınlar, köleler bunalmış; onun teşrifini gözlüyordu.
Bir sıcak ses hasretini şöyle mısralaştırmış:
“Sena yanmış sabrı ya
Çekip bunca cebri ya
Yâ Resûlü Kibriya
Didarına müştagam
Dergâhına dadın var
Arşda goyan adın var
Kalbe guyan adın var
Didarına müştagam”
Şehribostan
(dîdar: Yüz.. müştag: Vurgun, âşık.)
Bu sayfamıza Bayburtlu Celâli ile bir “mim” koyalım:
“Lâmelif dersinde aşk ocağında
Ben elif dedikçe dilim döndü mim
Yedi kalem çalmış Kâtib-i kudret
Kalemi mim, imlâsı mim, pendi mim
O serv-i semendin öz otağında
Yedi nar beslemiş şah dudağında
Dört ırmak akıyor cânân bağında
Çeşmesi mim, gözesi mim, bendi mim
Çoktan âşık oldum ben o dilbere
İsmin kitap ettim aldım ezbere
İstedim Celalî yazam deftere
Ülkesi mim, durağı mim, kendi mim”
(dilber: Güzel. pend: Öğüt.)
PENCERE
“Ey zuhuru ile hayata gençlik getiren, senin gelişin hayat rüyasının tabiridir.
Yeryüzü, senin ayakların değdiği için kıymet kazanmıştır. Semalar, senin karargâhının damını öptüğü için yücedir.
Cihanda hayat mumunu sen yaktın, köleleri efendilik mertebesine sen yükselttin.
Ben, seni gördüm; anamdan babamdan çok sevdim.”
Muhammed İkbâl
* * *
Peygamber efendimiz (a.s.m):
– Ey kadınlar topluluğu! dedi. Sadaka veriniz. Zira ben, sizin çoğunuzun cehennemlik olduğunuzu görüyorum.
Bu hadisi nakleden zat diyor ki: “O gün kadınların üstlerindeki mücevherleri çıkarıp Hz. Bilâl’in eteğine boşalttıklarını gördüm. Öyle ki Bilâl’in eteği kadınların süs eşyalarıyla dolmuştu.