Nurdan Haber

Kardaşım Ali İhsan. Ben Hesna’nın ismini gavsların, kutupların yanına yazdım.

Kardaşım Ali İhsan. Ben Hesna’nın ismini gavsların, kutupların yanına yazdım.
02 Ekim 2016 - 21:04

Nurdanhaber – Haber Merkezi

Senesini net hatırlamıyorum ama bin dokuz yüz doksanlı yılların sonu veya ikibinli yılların başıydı. Aşağı yukarı her yıl yaptığım gibi yine Barla’yı merkez aldığım bir Isparta ve havalisi seyahat programında, Senirkent’te merhum Ali İhsan Tola ağabeyin ziyaretindeydim. Bu ziyarette ailem ile mi, yoksa küçük bir arkadaş gurubu ile mi birlikteydik? onu da tam hatırlayamıyorum.

Her zaman ki gibi fazla meşgul etmeyelim, yormayalım, yarım saat kalıp çıkalım niyeti ile odasına girdiğimiz Ali İhsan ağabeyin yanından, ikram edilen naturel ve organik gıdaları yiyerek 3 saate yakın Risale-i Nur dersi, Üstad ve hizmet hatıraları, Nurlu sohbet ve haberler dinleyip, maddi ve manevi doymuş, tatmin olmuş bir şekilde ayrılmıştık.

Rahmetli Ali İhsan ağabey ile yeğeni ve aynı zamanda damadı olan merhum Eczacı Gültekin Tola ağabeyle üniversite yıllarında İstanbul’da aynı medrese-i Nuriye’de 3 seneye yakın birlikte kalmış olmanın verdiği tanışıklığın da tesiriyle, özel ve benim için çok değerli bir yakınlığımız ve irtibatımız vardı.

Bu ziyaretimizde de bir çok ibret dolu sohbet ve hatırasını dinlemiştik. O anlatırken bazılarını not alabilmiş ve çok önemli ders mahiyetinde bulduğum bir tanesini İstanbul’a dönüşümde yazıya döküp bu hatırayı mail grubumla paylaşmıştım.

Hatıra, Denizli Mahkemesinde Risale-i Nurların beraatine vesile olan kadın hakim Hesna Şener ile ilgiliydi. Bediüzzaman Said Nursi hazretleri ve talebelerinin Denizli mahkemesinde devam eden davalarında son karar duruşmasına yedek hakim olarak katılan Hesna Şener, Mahkeme başkanı Ali Rıza Balaban bey ile aynı istikamette yani Risale-i Nurların ve Nur talebelerinin beraat ettirilmesi yönünde karar verip oy kullanır. Bu dava esnasında gördüğü, dinlediği, incelediği Hazret-i Üstad’tan ve Risale-i Nurlardan müsbet manada çok etkilenir ve istifade eder.

Hesna Şener 1943-44’lü yıllarda bile askılı kol ve kısa etek kıyafetler giyen bir kadın. Ancak mahkemeden sonra  müthiş bir Risale-i Nur ve Said Nursi muhabbeti ve hayranlığı oluşmuş onda. Hazret-i Üstad, ona ömür boyu dua etmiş ve kıyamete kadar gelecek Nur talebelerinin dualarından hissedar olacağının müjdesini haber vermiş.

Ali İhsan Tola Ağabey anlattığı hatırasında, Üstad kendisini 1955-56’lı yıllarda Hesna Şener’i ziyarete gönderiyor. Hesna Şener, Ali İhsan Tola’nın uzaktan akrabası, ISPARTA – Senirkentli. “Git, manevi evladım Hesna Şener’i Denizli’de bul, ona selamımı ve dua ettiğimi söyle” diyor. Ali İhsan Ağabey, Hesna hanım’ın durumunu, yaşantısını ve kılık kıyafetini bildiği için gitmiyor. O yıllarda Ali İhsan ağabey, biraz münzevi ve sofimeşrep yaşıyor zaman zaman 40 gün hatta 70 gün süren riyazet yaptığı da oluyor. “Üstad unutur” diye hesap ediyor. Aradan bir müddet geçiyor, Üstad “Gittin mi?” diye tekrar soruyor. Ali İhsan Ağabey de gitmedim diyor. Üstad tekrar “Git” diyor. Üç defa bu hadise oluyor. Artık üçüncü de Hazret-i Üstad, “Sen hâlâ gitmedin mi?”diyerek sert şekilde hiddetlenip, kızıyor. Ali İhsan Ağabey de bir bakıma mecbur kalarak Denizli’ye gidiyor.

Hesna Şener odasın da Ali İhsan ağabeyi “gel bakalım KOCA NURCU!” diyerek muhabbet ve samimiyetle karşılıyor. Tabii (yaz mevsimi de olduğu için) tahmin ettiği gibi hakime hanım açık saçık kılık kıyafet ve vaziyette. Hesna Şener, akrabası Ali İhsan Tola’dan Üstad’ın kendisi hakkında;

“Manevi evladım Hesna’ya selamımı söyle, O, kendini Kur’an davasına, ‘başıma ne gelirse gelsin’ diyerek feda etti. Bütün hasenatlar aynen ona da gidiyor. Evet, erkek hakimler korktu, o ise hiç çekinmeden beraat için karara imzasını attı. Artık o benim manevi evladım. Ona dua ediyorum.” Sözlerini duyunca hüngür hüngür ağlamaya başlıyor.

Ağlaması azalıp, biraz sakinleştikten sonra başını kaldırarak; ‘Ali İhsan! Ne dünyaya yaradık, ne ahirete. Babama bazen kızıyorum, beni okutacağına, keşke köyümüzün çobanı Hasan’a verseydi, evlenseydim. Dinimi, müslümanlığımı yaşar, çoluk çocuk sahibi olurdum. Enaniyetten, işten güçten evlenemedim bile! Fakat, elden ne gelir, demek ki, bizim de kaderimiz böyle imiş. Acaba Hazret’in teveccühüne layık olabildim mi?’ diyor. Ali ihsan abi kendisine teselli edici bazı şeyler söylüyor bir müddet daha bu minval üzere sohbet ediyorlar. Hesna Şener, Üstadın kendisine dua etmeye devam etmesini ve onun yerine ellerini öpmesini Ali İhsan ağabey’den rica ediyor. Denizli’den Isparta’ya dönen Ali İhsan Tola ise, bu ziyaretini ve sohbet esnasında konuştuklarını Üstad Bediüzzaman’a olduğu gibi anlatıyor.

Üstad’ta kendisine şunları söyler: “Kardaşım Ali İhsan. Ben Hesna’nın ismini gavsların, kutupların yanına yazdım. Onlarla beraber ona da dua ediyorum. Kur’an’ın malı olan Risale–i Nur davasında o hayatını ortaya koyarak bu davaya taraf oldu. Yarın mahşer gününde, o şecaat ve cesaret timsaline Kur’an şefaatçi olacak. Akraban olan Hesna tesettürsüz diye, ona belki de darılıyordun. ZAHİRE BAKMA, tesettüre riayet etmiyor dediğin o şefkat kahramanı, Tesettür Risalesini beraat ettirdi. ‘Essebebü ke’l–fail‘ (sebep olan, yapan gibidir.) sırrınca, kıyamete kadar bu hizmetten hasıl olan hayır ve sevapların bir misli onun amel defterine de yazılacak.”

Denizli mahkemesinin üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen vefa, şefkat ve fazilet timsali Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, hakim Ali Rıza bey ile Hesna hanım’ın gösterdiği şecaat ve kahramanlığı hiç unutmadığı gibi onların da, Hazret-i Üstadımıza ve Risale-i Nur davasına muhabbet, hürmet ve bağlılıkları her geçen gün daha da artmıştır. Onun için insanları şekliyle, kılık kıyafetiyle, dış görünüşüyle ölçmemeliyiz. İnsanın ibadetlerini yapması tabii ki bir göstergedir ama tek ölçü değildir.

Devlet adamları, sanatçılar, akademisyenler, entelektüeller, üst düzey bürokratlar, yazarlar, düşünürler v.b. gibi şahsiyetlerin içerisinde ibadetlerini yapamayan, amel-i salih ve takva dairesinde yaşayamayan, kebairden uzak duramayan ama Bediüzzaman Said Nursi ve davasına, Risale-i Nurlara bağlı, hayran, meftun ve takdirkar O kadar çok insan var ki, sayıları belki binlerle, onbinlerle ifade edilebilir.

Bunların içerisinde bir kısmı Üstad’ı bizzat, bazısı gıyabında tanımış, Hakim Hesna Şener gibi O’nu çok sevmiş ve hürmet etmiş şahsiyetler arasında; yasaklı dönemde her türlü tehlike ve riski göze alarak Risale-i Nurların  matbaalarında ilk baskılarını yapan Antalya’da İleri Matbaası, Ankara’da Doğuş matbaası, İstanbul’da Sinan matbaasının sahiplerini örnek olarak sayabiliriz.

Milli şair ve edebiyatçımız Yahya Kemal’den daha muhteşem ve mükemmel bir şekilde; Süleymaniye camiini ve “Süleymaniye de bir Bayram Sabahı”nı namazını, cami içerisindeki cemaatin manevi alemini, o ulvi atmosferi tasvir eden anlatan ikinci bir yazar tanımıyorum. Bu hayır ve hasenatına rağmen Yahya Kemal, İslami hayattan uzak yaşayan, dini vecibelerini yerine getirmeyen bir insandı.

Netice olarak şunu söylüyorum; insanları değerlendirir, sınıflandırır, yargılarken, görünüşe bakarak haklarında kesin karar vermemeliyiz. Her şeyi ve gerçeği bilen ancak ALLAH’tır. Vesselam.

“Süleymaniye de bir Bayram Sabahı” şiirinden bir bölüm:

Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye`de
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.
Gecenin bitmeye yüz tuttuğu andan beridir,
Duyulan gökte kanat, yerde ayak sesleridir.
Bir geliş var!.. Ne mübârek, ne garîb âlem bu!..
Hava boydan boya binlerce hayâletle dolu…

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )