Nurdan Haber

GÜÇLÜ VE BİR OLMAK ZORUNDAYIZ

GÜÇLÜ VE BİR OLMAK ZORUNDAYIZ
11 Aralık 2017 - 8:29

En mükemmel ve son din olan İslamiyet; dünya ve ahret saadetini, gerçek medeniyeti, kusursuz nizamı, maddi ve manevi terakkiyi temin eden ilâhi bir kanun ve eşsiz bir rehberdir.,

İslamiyet; Müslümanların fen, sanat ve teknik gibi her sahada her zaman terakki etmelerini emreder. “İki günü eşit olan ziyandadır” buyuran Habib-i Edip Efendimiz (sav.) çalışmayı ve terakki etmeyi teşvik etmiştir.

İslâm dininin ulvî hakikatlerini ve nurlu esaslarını hayatına tatbik eden milletler, her zaman terakki etmişlerdir. Asr-ı saadet, Endülüs, Selçuklu ve Osmanlı bunun en büyük delilidir.

Bir zamanlar dünyanın efendisi olan, maddi ve manevi terakki ile milletini saadet içinde yaşatan, ilim, irfan ve adaletleriyle dünyaya damga vurup asırlarca cihanı titreten, şan ve şerefle altı asırdan fazla hüküm süren ecdadın torunları şimdi ne haldeler acaba?! 

Üzülerek ifade edelim ki, biz Müslümanlar birlik ve beraberlik içinde hareket etmeyip ihtilafa düştük. Yüce Allah’ın emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınmadık. Kur’an-ı Kerim’i rehber, Habib-i Edip Efendimizin sünnetlerini ölçü edinmedik, mükemmel dinimizin ulvi hakikatlerine ayna olamadık. Bunun neticesi olarak da yıllardır büyük acılar yaşamaktayız.

Millet olarak varlığımızı devam ettirmemiz, maddi ve manevi terakkiye bağlıdır. Bediüzzaman Hazretleri bu hakikati şöyle ifade etmektedir: ”Bu zamanda i’lâyı Kelimetullah, maddeten terakkiye mütevakkıf”

Bir devletin ilelebet payidar olması ancak ilim, marifet, sanat, ticaret, teknoloji, asayiş, adalet, birlik ve beraberlikle mümkündür.  

Düşmanların şerrini def etmek, saldırılarını önlemek ve onlara galip gelmek için zamanın şartlarına göre kuvvet hazırlamak gerekir. Nitekim bir ayette mealen şöyle buyurmaktadır:Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihat için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. (Enfal Suresi, 8/60)

Habib-i Kibriya Efendimiz de (sav.) şöyle buyururlar: “Ey Ashabım! Dikkat edin! Kuvvet atmaktır, kuvvet atmaktır, kuvvet atmaktır.” O gün en büyük kuvvet, ok, at ve kılıç idi. Bugün ise top, tüfek, tank, uçaksavar ve füze gibi silahlardır. Zamanın şartlarına göre kuvvet hazırlamak, Rabbimiz emri, Resulllah Efendimizin (sav.) tavsiyesi ve aklın gereğidir. 

Maddeten güçlü olmayan devletler, güçlü olan devletlerin tahakkümü altına girer, zelil ve perişan bir vaziyete düşerler. Türkiye üzerinde oynanan sinsi oyunların ve çeşitli entrikaların altında yatan sebep, Türkiye’nin güçlenmesini engellemektir. Emperyalist güçler istiyorlar ki, Türkiye IMF’nin kapısında beklesin, batının oyuncağı ve kölesi olsun.

Birliğimizi Muhafaza Etmeliyiz

Kötüler birleştiği zaman iyiler de bir araya gelmelidirler, yoksa teker teker giderler.” (Edmund Burke)

Şanlı ecdadımız birlik ve beraberlik içinde olduğu zaman dünyaya yön vermiş, bir taraftan Viyana’ya, bir taraftan Mısır ve Şam’a, diğer taraftan Umman Denizi’ne, beri taraftan Hint Okyanusu’na kadar uzanan muhteşem bir saltanat kurmuş, ilim, irfan, marifet, sanat, fen ve teknikte zirveye çıkmış ve asırlarca hüküm sürmüştü. 

İttihadın bozulduğu, iktidar kavgalarının başladığı, fitnelerin çıktığı, dâhili isyanların ve ihtilafların zuhur ettiği dönemlerde ise elim hadiseler meydana gelmiş, derin acılar yaşanmış ve nihayet o muhteşem imparatorluk yıkılmıştı. Topraklarımız devede kulak kaldı, tarla gitti evlek kaldı. Bu bile Haçlı zihniyetinin, Siyonistlerin ve Emperyalistlerin gözüne batmaktadır.

Aynı şekilde Endülüs’te şehzadelerin memleketi bölmek için baş çekmesi neticesinde medeniyetin beşiği olan sekiz yüz yıllık bir medeniyet tarih sahnesinden silindi.

Üzülerek ifade edelim ki, tarih boyunca aldatılan, oyuna gelen, kandırılan, ihtilafa düşen veya düşürülen ve hala da aynı çirkin oyunlara gelen nedense hep Müslümanlar olmuştur. Bunun neticesi olarak da nice acılar yaşanmış, kapanmaz derin yaralar açılmıştır.

Tarihte yaşanan acı olaylardan ders alıp, birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmeliyiz. Malcolm X’in dediği gibi; “Gücümüzü hırlaşmak için değil, birleşmek için harcamalıyız.”

Mehmet Akif Ersoy ne güzel ifade ediyor:

Sen! Ben! Desin efrad, aradan vahdeti kaldır,

Milletler için işte kıyamet o zamandır.

Bediüzzaman Hazretleri de şöyle buyurur: “Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silahiyle cihad edeceğiz.” .

Evet, üzerimizde oynanan sinsi, alçak ve derin oyunları bozmak, bütün entrikaları boşa çıkarmak için birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz şarttır. Nitekim bir ayette mealen şöyle buyrulur: “Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal Suresi, 8/ 46)

Resulullah Efendimiz (sav.) de “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır” buyurarak bizleri ikaz etmektedir.

Bediüzzaman Hazretleri de şöyle buyurur: “İttifakta kuvvet, ittihatta hayat, uhuvvette saadet vardır.” 

Halık’’ı bir; dini bir, peygamberi bir, devleti bir, bayrağı bir olan; aynı kıbleye yönelen, atalarının kanları aynı toprağa düşen bu milletin birlik içerisinde hareket etmesi, ayrılığa düşmemesi, birbirine sırt çevirmemesi ve kardeşçe yaşaması lazımdır. Eğer bizler bir ve güçlü olursak Allah’ın inayetiyle hiçbir şer cephe bize zarar veremez, içimize fitne sokamaz.

Bir ayette mealen şöyle buyrulur: “Hep birlikte Allah’ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın…” (Âl-i İmran Suresi 3/103)

Daha düne kadar birbirine düşman olan birçok devlet ortak menfaatleri uğruna birlikte hareket etmektedirler. Emperyalist güçler ve Siyonistler; sudan bahanelerle Irak’ı işgal ettiler, Mısır’da darbe yaptılar, Suriye’yi yangın yerine çevirdiler. Libya, Afganistan, Tunus, Fas ve Pakistan’da nifak tohumları ektiler. Aynısını Türkiye’de yapmanın gayreti içindeler.

  Bu Sesi Kısamayacaklar

İslam âleminde yaşanan dehşetli hadiseler açık bir şekilde gösteriyor ki, İslam dünyasının tek ümidi Türkiye’dir. “Türkiye âlem-i İslâm’ın kilididir.” Türkiye Allah’ın izni ve inayetiyle ittihad-ı İslam’ın bayraktarlığını yapacaktır. Bunu çok iyi bilen Emperyalistler, gelişen Türkiye’nin önünü kesmek için dehşetli senaryolar, dessas planlar ve çeşitli entrikalar sergilenmektedir.

Rabbimizin inayeti, milletimizin birlik ve beraberliği sayesinde inşallah bütün kumpaslar, dâhildeki maşalar ve hariçteki şer güçler bozguna uğrayacaklar ve pis emellerine ulaşamayacaklar.

Dâhili ve harici bütün ihanet odaklarının, hıyanet şebekelerinin, bütün terörist grupların ve din düşmanlarının karanlık planları ve sinsi oyunları biiznillah bertaraf edilecektir.

Türkiye’nin yeniden dirilişi engellenemeyecek, mazlumların umudu olan bu ses kısılamayacaktır.

Allah’ın izni ile “İstikbal inkılabı içinde, en yüksek gür sada İslam’ın sadası olacaktır!”

Rabbim memleketimizi her türlü tehlikelerden muhafaza eylesin. İslam düşmanlarına, Siyonistlere ve Emperyalistlere ve şer odaklara fırsat vermesin inşallah…

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )